16 Şubat 2009 Pazartesi

İlk Celse = Zekâ








İnsan ısınmadan ciddi konulara bulaşmamalı.

Öyle bir devirde yaşıyoruzki belleğe dair her kımıltı atom altı parçacıklar hızında flulaşıyor, kamulaşıyor. Ne düşündüğümüzü, neden düşündüğümüzü , ne zaman düşündüğümüzü, nasıl düşündüğümüzü hesap edecek , hatırlayacak kadar derin düşünemiyoruz.


Başlamak için zekâyı seçtim. Tamam iyi bir başlangıç olmayabilir yine de bir başlangıç..


Sokakta dolaşıyorsunuz , tivi
1 izliyorsunuz, neşriyata2 bakıyorsunuz , ... , her gördüğünüz duyduğunuz konu hakkında bir fikriniz var. elde bir

Mevzu bahis konularla ilgili birikimlerinizi ve her ne kadar dikkat etmesenizde rahme düştüğünüz günden -hatta daha öncesinden- bu yana getirdiğiniz kalıplarınızı örerek ortaya yargılar koyuyorsunuz. elde iki


Herhangi bir sohbet esnasında brownian
3 hayat eğrilerimiz -kimileri öyle olmadığına inanır- boyunca bizimki ile kimi zaman örtüşse bile genellikle oldukça farklı bir uzayda hareket eden başka eğrilerin sahiplerinin bizimkiler gibi oluşturduğu yargılarıyla tokuşturuyoruz. (aha)
Bu tokuşma esnasında hatta esnası kelimesinin tam olarak tekabül
4 edemeyeceği kadar kısa bir süre içinde karşı yargıya (salak) , (cahil), (hımm zekice) , (bildiği yerden denk geldi, du konuyu değiştirem), (offf:/) , vb. özet yaklaşımlarla karşı fikri eleyip bir kenara atıyoruz. Bu zihnimizin kullandığı bir takım hız kazanma prosedürlerinden5 biridir. Bu duruma nasıl geldiğinizi anlamaya çalışmak için hayatınıza kısa bir bakış fırlatmanız gerekebilir ki bu her zaman çözüm olmaz. (Kimileri hiç denemez de zaten)

Örnek tokuşma anında ortaya gerçek bir terazi koyduğumuzda bir taraf daha vakur6 , olumlu , tecrübeli, perspektif sahibi, sabırlı vb. parametrelerle7 diğer taraftan üstün bir konumda kalabilir. (Her ne kadar mahalledeki gençler arasında bu üstün kişi fildişi kıyısının8 ilk onbirini sayabilen kişi olsa da) İşte burada biraz düşünmek gerek

Benim savım şu : Diğerlerinden daha zeki (Toplam Potansiyel zeka sahibi) bir insan yoktur. (IQ var EQ var filân filân) Yukarıdaki örnek durumda hangi tarafın daha hızlı kavrayabildiği , yorumlayabildiği gerçeği öncülleri9 nedeni ile diğerinin karşısında düşeceği durumu etkilemez. (kıvırma sanatı göz ardı edilmiştir).

5. paragrafta anlatmaya çalıştığım nedenler sayesinde doğru yetiştirilen bazılarımız; doğru yetiştirilemeyen bazılarımız hakkında salak , öküz, vb. yorumları yapma hakkını bulabiliyor(Demek ki o kadar da doğru yetiştirilmemişiz.)


  1. Tivi: (Amerikan özentisi kısaltma) , Televizyon, Vericiden iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıt, televizyon alıcısı
  2. Neşriyat : Yayın
  3. Brownian: Belirlenemez (anlamında kullandım , kabalığıma dayanarak)
  4. Tekabül: Karşılık olma, karşılama.
  5. Prosedür: Önceden belirlenmiş toplu iş tanımı diyelim
  6. Vakur: Ağırbaşlılık.
  7. Parametre : Değişken
  8. Fildişi Kıyısı: Batı Afrika'da yer alan , kakao üretiminde lider bağımsız bir ülke.
  9. Öncül: Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken, araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme.